Depresyonun Nedenleri ve Etkileri

Beck Depresyon Ölçeği
BECK DEPRESYON ENVANTERİ TARİHÇESİ
Beck Depresyon Envanteri (BDI), 1961 yılında Amerikalı psikiyatrist Dr. Aaron T. Beck tarafından geliştirilmiştir. Dr. Beck, bilişsel terapi yaklaşımını geliştirirken depresyonun değerlendirilmesi ve tedavisinde kullanılacak bir ölçüm aracına ihtiyaç duydu ve bu ihtiyaç doğrultusunda 21 maddelik BDI'ı oluşturdu. İlk olarak 1962’de geliştirilen test önce 1978 sonrasında da 1996 yılında yenilenmiştir. Envanter, bireylerin depresyon semptomlarını ölçmek ve derecelendirmek amacıyla kullanılan yaygın bir araç haline geldi. Dr. Beck'in çalışmaları, bilişsel terapinin temelini oluşturan önemli adımlardan biri olarak kabul edilir. Türkçe uyarlaması Hisli tarafından 1988’de yapılmıştır.
Test yaklaşık 10 dakika sürmektedir. 13 yaş üzeri kişiler için tasarlanmıştır.
Beck Depresyon Envanteri (BDI), depresyonun şiddetini değerlendirmek amacıyla kullanılan bir ölçüm aracıdır. Bu envanter, depresyon belirtilerini ölçmek ve değerlendirmek için kullanılan yaygın bir araçtır. BDI, genel olarak iyi bir iç tutarlılığa sahip olarak bulunmuştur, yani içerdiği soruların birbiriyle uyumlu olduğunu ve aynı konsepti ölçtüğünü göstermektedir. Ancak güvenilirlik değeri, kişiden kişiye veya belirli bir gruptan diğerine değişebilir. Ayrıca, BDI'nın sonuçları sadece depresyon hakkında bilgi verir ve bu test kesin bir tanı koymak için yeterli değildir. Profesyonel bir sağlık uzmanının değerlendirmesi ve yorumlaması önemli ve gereklidir.
DEPRESYONUN BELİRTİLERİ
Depresyonun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak aşağıdaki belirtiler depresyonun yaygın semptomlarıdır:
- Sürekli hüzün, boşluk hissi veya umutsuzluk
- İlgi kaybı ve keyif alamama
- Enerji eksikliği ve sürekli yorgunluk hissi
- İştah değişiklikleri ve kilo kaybı ya da kilo artışı
- Uyku sorunları: Uykuya dalamama, uykuda sık uyanma veya aşırı uyuma
- Odaklanma veya karar verme güçlüğü
- Kendine değersizlik veya suçluluk duyguları
- Yaşamak istememe
- Bedensel ağrılar ve rahatsızlıklar (örneğin, baş ağrısı, mide sorunları)
- Sosyal çekilme ve insanlardan uzaklaşma
- Duygusal dalgalanmalar: Hızlı öfke, irritabilite (herhangi bir uyarıya (en küçük bile olsa) karşı şiddetli cevap verme) veya aşırı hassasiyet
DEPRESYONUN NEDENLERİ
Depresyon, zihinsel ve duygusal bir durumdur. Belirtiler başlığında bahsettiğimiz gibi genellikle sürekli bir düşük ruh hali, umutsuzluk ve ilgi kaybı gibi belirtilerle karakterizedir. Depresyonun ortaya çıkma nedenleri oldukça karmaşık olabilir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ana etkenler şunlar olabilir:
- Genetik yatkınlık: Aile geçmişi, depresyon riskini artırabilir.
- Kimyasal dengesizlikler: Beyindeki nörotransmiterlerdeki (Nöronlar arasındaki veya nöron ile başka bir hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallardır. Örneğin: dopamin, serotonin, adrenalin…) değişiklikler depresyonla ilişkilendirilmiştir. Depresyon, serotonin, dopamin gibi bu nörotransmitterlerin dengesizliği sonucu ortaya çıkabilir.
- Çevresel stres: İş kaybı, ilişki sorunları, aile anlaşmazlıkları, okul problemleri gibi stres faktörleri depresyona yol açabilir.
- Travmatik yaşantılar: Travmatik olaylar depresyon riskini artırabilir.
- Zorlayıcı yaşam olayları: Boşanma, kayıp gibi yaşamda zorlayıcı anlar depresyonu tetikleyebilir.
- Çocuklukta yaşanan travmalar: İstismar veya ihmal gibi çocukluk dönemi travmaları ileriki yaşlarda depresyon riskini artırabilir.
- Düşük öz saygı: Kendine olan güven eksikliği ve düşük öz saygı depresyona yol açabilir.
- Yalnızlık ve sosyal izolasyon: Sosyal destek eksikliği depresyon riskini artırabilir.
- Biyolojik faktörler: Hormonal değişiklikler, tiroid problemleri gibi biyolojik faktörler depresyon riskini etkileyebilir.
- İlaç veya madde kullanımı: Zararlı madde veya bazı ilaçların kötüye kullanımı depresyon riskini artırabilir.
- Kronik sağlık sorunları: Kalp hastalıkları, diyabet gibi kronik sağlık sorunları depresyon riskini yükseltebilir.
- Kişilik özellikleri: Mükemmeliyetçilik, düşük tolerans gibi kişilik özellikleri depresyon riskini artırabilir.
- Mevsimsel değişiklikler: Kış depresyonu olarak bilinen mevsimsel duygudurum bozukluğu, belirli mevsimlerde depresyon semptomlarını tetikleyebilir.
DEPRESYON TÜRLERİ ve BAZI TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Birçok depresyon çeşidi vardır. Bunlar arasında bazı ortak belirtiler varken aynı zamanda temel farklılıkları vardır. Sadece birkaç tanesine değinmek istiyorum.
-Major Depresif Bozukluk: Bu en yaygın depresyon türüdür. Sürekli düşük ruh hali, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku ve iştah değişiklikleri gibi semptomlar içerir.
-Duygudurum Düzeyi Bipolar Bozukluk (Bipolar Depresyon): Bu tür depresif epizodlarla manik epizodların dönüşümlü olarak yaşandığı bir durumdur. Manik dönemler zorlayıcı olabilmektedir.
-Distemi (Kronik Depresyon: Dysthymia: Sürekli hafif veya orta düzeyde depresif belirtilerle karakterizedir.
-Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu: Bu tip depresyon, genellikle kış aylarında güneş ışığı azaldığında ortaya çıkar.
-Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon: Doğum sonrası annelerde görülebilen depresyondur. Tedavi edilmelidir çünkü hem anne hem de bebek için risk oluşturabilir.
-Anksiyete ve Depresyonun Birleşimi: Anksiyete bozuklukları ile depresyon sık sık bir arada görülebilmektedir.
DEPRESYONDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ
İlaç tedavisi ve psikoterapi yöntemleriyle depresyon türüne bağlı olarak iyileşme sürecine yönelik çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Hangi tedavi yönteminin en uygun olduğu, bireysel duruma ve semptomlara göre belirlenmelidir. Tedavinin en iyi şekilde uygulanabilmesi için bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.