top of page
Yazarın fotoğrafıAltuğ Psikoloji

Kalabalık İçinde Birey: Bireylik Yitimi ve Sosyal Dinamikler


Kalabalık İçinde Birey: Bireylik Yitimi ve Sosyal Dinamikler


Bireysel hayatında saldırgan bir dil ve davranıştan uzak duran bir futbolsever, neden stadyumda karşı takım taraftarına karşı küfürlü bir dil tercih eder? Dahası, neden karşı tarafa fiziksel saldırganlık gösterebilir? Hiç düşündünüz mü? Kendi hayatında yıkıcı yaklaşımlardan kaçınan bir birey, nasıl oluyor da bir grubun parçası olduğunda farklı bir kimliğe bürünüyor ve bireysel kimliğine aykırı bir tutum sergiliyor? Bu tür davranışlar, grup dinamikleri ve sürü psikolojisinin bireyin kimliğini nasıl dönüştürdüğünü anlamak açısından önemli ipuçları sunar.

Sosyal psikoloji, bireylerin grup içindeki davranış değişimlerini uzun yıllardır incelemektedir. Bu alandaki ilk çalışmalardan biri Gustave Le Bon tarafından yapılmıştır. Le Bon, tıp eğitiminin yanı sıra sosyoloji ve antropoloji alanlarında da eğitim almıştır. Ona ün kazandıran eseri Kitle Psikolojisi kitabıdır. Bu çalışmada Le Bon, bireylerin kalabalık içinde anonimleşerek bireysel kimliklerini bir kenara bıraktıklarını ileri sürer. Ayrıca duyguların bulaşıcı olduğunu, nefretin bir grup içinde hızla yayıldığını savunur. Le Bon’a göre, bireyler kitlesel hareketlerde rasyonellikten uzaklaşır ve “hayvanlaşır.” Fransız İhtilali ve sonrası yaşanan Terör Dönemi, bu yaklaşımında etkili olmuştur.

Le Bon’un bu görüşleri, futbol stadyumlarındaki davranışları açıklamada ilk bakışta faydalı görünebilir. Örneğin, birey stadyuma gider ve anonimleşir; artık “A kişisi” değil, bir taraftardır. Taraftar grubundaki nefret duygusu yayılarak bireyi etkiler ve bu durum küfürlü tezahüratlara veya sahaya yabancı madde atmaya neden olabilir.

Bu bakış açısı genel olarak açıklayıcı olsa da indirgemeci bir yaklaşım olabilir. Bireyin kimliği bu kadar önemsiz midir? Taraftar grubunun iç dinamikleri ve gruplar arası etkileşimleri göz ardı edilebilir mi? Bu soruları başka bir örnekle açıklayalım:

5 Nisan 2000 tarihinde, Galatasaray-Leeds United UEFA Kupası yarı final karşılaşması öncesinde, İstanbul’a gelen Leeds taraftarları Taksim Meydanı’nda dükkân yağmalama ve ırkçı söylemlerde bulunma gibi olaylara karışmıştır. Bu olaylar, maalesef iki Leeds taraftarının ölümüyle sonuçlanmıştır. Le Bon’un yaklaşımı, bu olayların bir kısmını açıklayabilir: Taraftarların anonimleşmesi ve nefretin yayılması. Ancak, neden diğer Leeds taraftarları bu olaylara karışmadı? Neden Galatasaray taraftarlarının tamamı saldırgan davranışlarda bulunmadı?

Bu noktada bireysel farklılıklar ve grup dinamikleri önem kazanır. Ayrıca, Galatasaray taraftarlarının neden her zaman diğer takım taraftarlarına saldırganlık göstermediği sorusu da gruplar arası süreçlerin etkisini düşündürür.

Sosyal psikolojide kullanılan analiz düzeyleri, bu tür durumları kapsamlı bir şekilde anlamaya yardımcı olur. Bu düzeyler; bireysel özellikleri, kişilerarası etkileşimleri, gruplar arası ilişkileri ve ideolojik bağlamları ele alır. Örneğin, bir kişinin stadyumda sahaya yabancı madde atma davranışını analiz ederken, bireyin kişilik özellikleri, takımlar arası kutuplaşma, ortama uyumu, geçmiş çatışmalar ve karşı takımın o kişi için neyi temsil ettiği gibi faktörler incelenmelidir.


Bireyler Kalabalıkta Neden Kendini Kaybeder?


Bireylerin Anonimleşmesi

İnsanların kalabalık içinde bireysel kimliğini yitirdiği bu süreç, sosyal psikolojide bireylik yitimi (deindividuation) olarak adlandırılır. Bunun birkaç temel nedeni olabilir:

  1. Bireysel Kimlik ve Kişilik Özellikleri

    Beş Faktör Modeli’ne göre, yüksek dışadönüklük ve uyumluluk bireylik yitimine yatkınlık yaratabilirken, yüksek sorumluluk ve deneyime açıklık kimliğin korunmasına yardımcı olabilir.

  2. Bireylerarası ve Grup İçi Dinamikler

    • Liderlik: Grup liderinin davranışları ve direktifleri bireylerin tutumlarını etkileyebilir.

    • Grup Kutuplaşması: Grubun savunduğu fikirlerin daha uç noktalara taşınması.

    • Grup İçi Statü: Grubun bireye atfettiği rol ve sorumluluklar davranışları şekillendirebilir.

  3. Gruplar Arası İlişkiler

    Gruplar arası tarihsel çatışmalar, önyargılar ve algılanan tehditler, bireylerin kimlik yitimine uğrama olasılığını artırabilir.

  4. İdeolojik Bağlam

    Bireyin dünya görüşü, normları ve grup değerleri, bireylik yitimine katkıda bulunabilir.

 

Özetleyecek olursak, insanlar kitlesel hareketlerde veya aktivitelerde bireysel kimliğine aykırı hareketlerde bulunabilir. Bu durumu genellemek hatalı bir yaklaşım olabilir. Bireylik yitimi yani bireysel kimlikten farklı davranışlarda bulunmanın birden fazla sebebi ve farklı dinamikleri olabilir. Bu noktada Sosyal psikoloji alanında sıkça kullanılan, Doise tarafından öne sürülen analiz seviyeleri ile incelemek bu indirgemeci yaklaşımın önüne geçer. Bu analiz seviyeleri bireyin kendisinden edindiği ideolojiye kadar her türlü dinamiği gözden geçirerek bireyin neden kalabalık içinde kendisini kaybetmesinin cevabı bulunabilir.


Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi

Yiğit Orhan

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page