Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte dijital oyunlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi ve sanal dünya ile iyice içli dışlı olduk. Bu sanal dünyanın bize kattıkları ve oyun oynamanın masumluğu bazı bireylerin üzerinde yarattığı etkiler sebebiyle sadece eğlence sınırlarında kalmıyor ve bağımlılığa dönüşebiliyor. Bu yüzden oyun bağımlılığı, modern toplumumuzda giderek dikkat çeken bir konuya dönüşmüştür. Özellikle de bu konu, hızla dijitalleşen dünyamızda anne ve babalar için artan bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Çocukların ve gençlerin sürekli olarak oyunlarla vakit geçirmesi hatta oyun bildirimlerini hiç kapatmamaları nedeniyle oyundan kopmanın zorlaşması, bazı çocuk ve gençlerin oyun oynamaktan akademik başarılarını geri plana atmaları, hırçınlaşmaları, yoğun rekabet duygusuna kapılmaları, sosyal sorumluluklarını göz ardı etmeleri, oyun aracılığıyla çevrimiçi olarak tanıştığı insanlarla oyun oynamak münasebetiyle arkadaşlık kurmaları gibi durumlar aileler tarafından endişe verici bulunuyor. Bizler de size yardımcı olabilmesi adına bu yazımızda oyun bağımlılığı kavramını irdeleyip sizler için birkaç tavsiyede bulunacağız.
Oyun Bağımlılığının Belirtileri
Oyun bağımlılığı, fiziksel ve psikolojik belirtilerle kendini gösterebilir. Uzun süreli oyun oynama durumu gerçek dünyadaki sorumluluklardan kaçınma, yemek yeme ve uyku düzeninin bozulması, oyun oynama süresinin kontrol edilememesi, oyun dünyasıyla gerçek dünya arasındaki dengeyi sağlayamama hatta gerçek dünyaya olan ilginin azalması, arkadaşlar ve aileyle vakit geçirmek yerine oyun oynamayı tercih etme, iş veya okul performansında düşüş olması, diğer sosyal etkinliklere karşı ilgi kaybı yaşanması, oyun odaklı düşünce biçimi oluşması, yoğun sinirlilik ve kaygı gibi duygusal sorunların görülmesi, oyun başında geçirilen sürenin uzunluğunun sinyali olarak sırt ve göz ağrıları benzeri fizyolojik sorunlar yaşanması gibi işaretler bu tür bir bağımlılığın habercisi olabilir.
Oyun Bağımlılığının Altında Yatan Nedenler
Oyun bağımlılığının nedenleri karmaşık bir yapının sonucudur. Yoğun stres ve kaygı bulunması, düşük özsaygı, gerçek dünyadaki sorunlardan kaçma isteği, sosyal becerilerin zayıf olması, küçük yaşta oyunla tanışma ve bu alışkanlığı geliştirme, ailede bu konuda örnek alınacak birilerinin olması, kazanma ve rekabet duygusunun yüksek olması dolaylı yoldan oyunun bu duyguları beslemesi, teknolojiye genel bir bağımlılık halinin bulunması gibi psikolojik faktörler bireyleri oyunlara yönlendiren etkenler arasında yer alabilir. Ayrıca oyunların rekabetçi yapısı ve ödül sistemleri, beyindeki dopamin salınımını artırarak bağımlılık potansiyelini artırabilir. Dopamin, beynin ödül, motivasyon ve zevk merkezleri ile ilişkilendirilen bir nörotransmiterdir. Bu nedenle başarılı ve keyifli aktiviteler dopamin üretimini tetiklemektedir, oyun da bunlardan biridir. Oyun sırasında kazanma, ilerleme, zorlukları aşma ve oyunların içerdiği ödüller gibi durumlar dopamin salgılanmasına yol açmaktadır.
Tedavi Yöntemleri
Oyun bağımlılığıyla mücadele etmek, uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Psikologlar ve psikiyatristler, bireyin durumuna özgü tedavi planları oluşturabilir. Bilişsel davranışçı terapi oluşturulabilecek etkili planlardan biridir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirerek bireylerin oyun bağımlılığına olan yaklaşımını değiştirmeyi amaçlar. Bu terapi türü sayesinde bireyler, düşüncelerini sorgulayabilir, bağımlılıkla ilgili olumsuz düşünceleri tanıyabilir ve pozitif alternatifler geliştirebilir. Bunun yanında sosyal destek ve grup terapilerine katılmak bireylere faydalı olabilmektedir. Bu yolla oyun bağımlılığıyla mücadele eden bireyler kendileriyle benzer sorunları yaşayan diğer bireylerle bağlantı kurabilir ve deneyimlerini paylaşarak birbirlerine destek olup aynı zamanda terapide bulunarak iyileşme sürecini destekleyebilirler. Ayrıca terapistler; oyun bağımlılığı olan bireylerin duygusal düzenleme becerilerinin gelişmesine, içsel motivasyonlarının arttırmasına bu sayede bireylerin değişim ve gelişim göstermelerine, stresle başa çıkarken zaman yönetimini sağlayabilme ve problem çözme yeteneklerinin gelişmesine, aile içi iletişim problemlerini çözüme kavuşturmalarına ve teknoloji kullanımını düzenlemeye yönelik stratejiler geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Oyun bağımlılığı, günümüzün dijital çağının getirdiği önemli bir sorundur. Bu tür bir bağımlılık bireylerin psikolojik, fizyolojik ve sosyal anlamda yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilmektedir. Ancak farkındalık, erken tanı ve uygun tedavi yöntemleri ile oyun bağımlılığının üstesinden gelinebilir. Önemli olan, teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmayı öğrenmek ve sanal dünyayla gerçek dünya arasında sağlıklı bir denge kurabilmektir. Unutmayalım ki, oyunlar eğlenceli ve dinlendirici olabilir ancak kontrolden çıktığında hayatımıza olumsuz etkileri olabilir.
Comments