Seyirci Kalma Etkisi (Bystander Effect) Nedir?
- Altuğ Psikoloji
- 11 Nis
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 gün önce
Bystander Effect, yani Türkçesiyle Seyirci Kalma Etkisi, sosyal psikolojide önemli bir yere sahip olan bir fenomendir. Bu kavram, bir kişinin acil yardıma ihtiyaç duyduğu durumlarda, çevrede bulunan çok sayıda insanın varlığına rağmen kimsenin yardım etmemesi ya da müdahale etmemesi durumunu ifade eder. İlginçtir ki, bir olayın ne kadar fazla kişi tarafından görüldüğü, yardım etme ihtimalini artırmak yerine azaltabilir.
Bu durum ilk bakışta mantıksız gibi gelebilir. İnsanlar çoğunlukla kalabalık ortamlarda kendilerini daha güvende hissederler. Ne de olsa çevrede bir sürü kişi varsa, birinin mutlaka yardım edeceği düşünülür. Ancak işin aslı pek öyle değildir.
Seyirci Kalma Etkisi Nasıl Ortaya Çıktı?
Seyirci kalma etkisinin bilimsel olarak incelenmesine neden olan olay, 1964 yılında New York'ta yaşanan trajik bir cinayettir. Genç bir kadın olan Kitty Genovese, gece saatlerinde evinin yakınında saldırıya uğradı ve ne yazık ki hayatını kaybetti. Medyada yer alan haberlere göre, çevredeki apartmanlarda yaşayan 38 kişi bu olaya tanık oldu ya da duydu, fakat kimse müdahale etmedi veya polisi aramakta gecikti.
Bu olayın yankıları büyük oldu. İnsanlar “Nasıl olur da bu kadar insan hiçbir şey yapmaz?” sorusunu sormaya başladı. Bu durum, sosyal psikologlar John Darley ve Bibb Latané’nin de dikkatini çekti ve seyirci kalma etkisi üzerine birçok deneyin yapılmasına zemin hazırladı.
Bu Kişilerin Harekete Geçmesini Önleyen Şey Neydi?
1. Sorumluluğun Dağılması
Kalabalık bir ortamda insanlar yardım etme sorumluluğunu bireysel olarak hissetmez. Herkes şu şekilde düşünür: “Nasıl olsa birisi yardım eder.” Bu düşünce zinciri, bireylerin pasif kalmasına neden olur ve sonuçta, kimse yardım etmez.
2. Toplumsal Kanıt
İnsanlar özellikle belirsiz ya da alışılmadık durumlarda çevrelerindekilerin davranışlarını model alır. Eğer diğer kişiler sakin kalıyor ya da müdahale etmiyorsa, bu durumun acil olmadığı varsayılır. “Kimse bir şey yapmıyor, demek ki endişelenecek bir şey yok.”
3. Değerlendirilme Kaygısı
Bir kişi yardım etmek ister ama yanlış bir şey yapma korkusuyla geri durabilir. Kalabalıkta yanlış hareket etmek, beceriksiz ya da dramatik görünmek istemez.
4. Anonimlik ve Mesafe
Büyük şehirlerde ya da kalabalık alanlarda insanlar birbirini tanımadığı için sosyal bağ zayıftır. Tanımadığınız biri için sorumluluk hissetmek daha zordur. Ayrıca, insanlar kendilerini kalabalıkta daha görünmez hisseder ve bu da pasifliği artırır.
Seyirci Kalma Etkisi Fenomenini Ortaya Çıkaran Deneyler
Darley ve Latané, bu teoriyi test etmek için birçok deney gerçekleştirdi. En bilinenlerinden biri şu şekildeydi:
Bir denek, başka katılımcılarla (aslında deneyin bir parçası olan aktörlerle) birlikte bir odaya alınır ve kulaklıkla başka bir odadaki kişilerle konuştuğunu düşünür. Konuşma sırasında, diğer odadaki birinin (ses kaydı) aniden epileptik bir nöbet geçirdiği izlenimi verilir.
Sonuçlar ise şu şekildeydi:
Eğer denek bu duruma tek başınayken tanık oluyorsa, yardım etme oranı çok daha yüksekti.
Ama birden fazla kişi olayın tanığı olduğunda, yardım etme oranı ciddi şekilde düşüyordu.
Bu deneyler, seyirci kalma etkisinin sadece kuramsal bir fikir değil, insan davranışlarında gerçekten etkili bir faktör olduğunu kanıtladı.
Günlük Hayatta Seyirci Kalma Etkisi Nerelerde Karşımıza Çıkar?
Seyirci kalma etkisi sadece ciddi acil durumlarda değil, gündelik yaşamda da kendini gösterebilir. Örneğin:
Sokakta yere düşen birine kimsenin yardım etmemesi,
Toplu taşımada rahatsızlık yaşayan bir yolcuya kimsenin müdahale etmemesi,
Bir öğrencinin okulda zorbalığa uğraması ve arkadaşlarının sessiz kalması,
Çalışma ortamında bir çalışanın haksızlığa uğraması ama kimsenin tepki göstermemesi…
Tüm bu örneklerde, bireylerin pasif kalması çoğu zaman yalnızca umursamazlıktan değil, seyirci kalma etkisinden kaynaklanır.
Seyirci Kalma Etkisini Nasıl Aşabiliriz?
Seyirci kalma etkisinin üstesinden gelmek için bireysel farkındalık büyük önem taşır. Bireysel farkındalığı artırmak ve bu fenomenin etkisini azaltmak için yapabileceklerimizden bazıları şu şekildedir:
İlk adımı atan kişi olun. Bazen bir kişinin yardım etmesi, başkalarının da devreye girmesini sağlar. Cesur davranışlar bulaşıcı olabilir.
Yardım ihtiyacını netleştirin. Yardıma ihtiyacınız varsa, kalabalığa değil, doğrudan bir kişiye hitap edin: “Siz, kırmızı montlu beyefendi, lütfen polisi arar mısınız?”
Eğitim ve bilinçlendirme. Okullarda, iş yerlerinde ve topluluklarda bu konuda eğitimler verilmeli; insanlar sosyal psikolojinin bu etkisinden haberdar olmalı.
Sonuç olarak herkesin sorumlu olduğu yerde kimse sorumlu değildir.
Seyirci kalma etkisi, modern toplumlarda yaygın görülen ama çoğu zaman fark edilmeyen bir davranış kalıbıdır. Kalabalıklar içinde daha güvende olduğumuzu düşünürüz, fakat aslında sorumluluğun görünmez bir şekilde dağıldığı ve çoğu zaman kimsenin harekete geçmediği bir ortamda olabiliriz. İlk adımı atarak, örnek olarak ve farkındalığımızı artırarak bu zinciri kırmak mümkün. Çünkü bazen bir kişinin cesareti, başkalarının da kalabalıktan sıyrılıp harekete geçmesine ilham olabilir.
Psikolog Yunus Öztürk
Faydalı yol gösterme👍