Topluluk Önünde Konuşurken Çok Heyecanlanıyorum, Nasıl Aşabilirim?
- Altuğ Psikoloji
- 7 Nis
- 2 dakikada okunur

Elleriniz terliyor, kalbiniz hızla çarpıyor, sanki her an diyeceklerinizi unutacakmışsınız gibi geliyor. Tanıdık geldi mi? Topluluk önünde konuşma yapacak çoğu insanın konuşma öncesi yaşadığı duygu: Heyecan. Bu yazımızda size heyecanınızı nasıl bitirebileceğinizi değil, aslında nasıl kontrol edebileceğinizi anlatacağız. Heyecanlanmak belki de yaşadığınız deneyimlerden ötürü kulağınıza korkunç geliyordur. Belki heyecandan derste/toplantıda söz almaya çekindiniz, mülakatta konuşamadınız, sunum yaparken sesiniz aşırı titredi. Bu nedenle kendinizi kötü hissettiniz, sırtınızdan soğuk terler akmaya başladı ve kelimeleri telaffuz edemediniz. Böyle okuyunca ne kadar da felaket bir duygu gibi geliyor ancak heyecanınızı kontrol etmeyi öğrendiğinizde aslında başarınıza çok büyük bir katkısı olacağından emin olabilirsiniz. Örneğin bir sunum öncesi heyecanlanmanız, o işe bir duygu beslediğinizi gösterir. Aslında sunumdan ziyade; akıcı ve etkili bir sunum gerçekleştirmenizden dolayı hissedeceğiniz başarı hissine karşı bir duygu besliyorsunuz çünkü bu başarı sizi tatmin edecek ve motivasyon sağlayacaktır. Hiçbir heyecan veya kaygı duymadan robotmuşçasına yapılan bir konuşma, size çok sıradan bir olay gibi geldiği için başarı ve motivasyon yükseltme bakımından bir tatmin duygusu uyandırmayacaktır. Bu bakış açısıyla bakıldığında heyecanlı olmanın o kadar da kötü olmadığını ve gayet normal olduğunu söyleyebiliriz.
Peki bu heyecan nasıl başarı sağlayacak, nasıl kontrol edeceğiz? Konuşma yapmadan önce ilk olarak derin bir nefes almak kalp atışlarınızı yavaşlatarak sakinleşmenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda beyninize giden oksijenle, beyniniz vücudunuza “her şey yolunda” sinyalini verir ve fark edilir bir rahatlama hissedebilirsiniz. Yüzlerce kez topluluk önünde konuşma yapmış kişiler bile hala konuşma öncesi çok yoğun bir heyecan yaşadıklarını dile getirmenin yanında derin bir nefes alarak konuşmaya başladıklarında, konuşmaya başarılı bir şekilde devam edebildiklerini ifade ederler. Aynı zamanda kendinize zihninizde provalar da yapabilirsiniz. Bu, bir nevi zihinsel alıştırma gibidir. Örneğin, gözlerinizi kapatıp kendinizi bir sınıfta/toplantıda ya da büyük bir sahnede konuşma yaparken hayal edin. O anı en ince detaylarına kadar düşünün: Kimi görüyorsunuz? Sesiniz nasıl çıkıyor? Beden diliniz nasıl?
Eğer topluluk önünde sunum yapmanız gerekiyorsa, sunuma ne kadar hazırsanız kendinize olan güveniniz de bir o kadar fazla olacaktır ve heyecanınızı kontrol etmeniz kolaylaşacaktır. Aynada kendi kendinize konuşarak, ses kaydı alarak veya yakın bir arkadaşınıza sunum yaparak pratiğinizi yapabilirsiniz.
Heyecanlandığınızda aklınıza gelen olumsuz düşünceler heyecanınızı olumsuz yönde etkileyecektir. “Ya sesim titrerse?”, “Ya kimse beni dinlemezse?”, “Ya cümlemi toparlayamazsam?” gibi düşünceler, aslında tamamen felaket senaryolarıdır. Bunun yerine “Herkes mükemmel konuşmalar yapmaz, küçük hatalar normaldir.”, “Konuşmamı dikkatle hazırladım ve elimden gelenin en iyisini yapacağım.”, “İnsanlar hata yaptığımda değil, anlatacaklarıma odaklanacaklar.” gibi. Kendinize en uygun sakinleştirici cümleyi bulduğunuzda, heyecanınızı konuşma sonrasında hissedeceğiniz başarıya yönlendirmiş olacaksınız.
Herkesin deneyimlediği duyguların farklı olması gibi, heyecanı yaşama şekli ve verilen tepkiler de kişiden kişiye değişir. Değişmeyen tek şey, herkesin kendince o heyecanı her seferinde yaşamasıdır. Önemli olan, bu duyguyu bastırmaya çalışmak değil, onu nasıl yönlendirebileceğinizi öğrenmektir. Heyecanınızı bir engel olarak görmek yerine, onun sizi daha iyi bir performansa hazırlayan doğal bir motivasyon kaynağı olduğunu kabul edebilirsiniz. Küçük adımlarla, nefes teknikleriyle, olumlu düşüncelerle ve pratik yaparak heyecanınızı yönetmeyi öğrendiğinizde, topluluk önünde konuşmak artık gözünüzde büyüttüğünüz bir korku olmaktan çıkarak kendinizi ifade edebildiğiniz keyifli bir deneyime dönüşecektir.
Psikoloji Öğrencisi
Ceren GÖLE
Comments